Sporcu Ailenin Sporcu Kızı

23 yaşındaki Bengü Arslan, 1979'da Manş Denizi'ni 15 saat 47 dakikada geçerek Türkiye'de bir ilke imza atan Nesrin Olgun Arslan'ın kızı. Yüzme ve teniste bugüne kadar birçok ödül kazanan Bengü, Başkent Üniversitesi'nde hem Spor Bilimleri hem de radyo sinema ve televizyon eğitimi alıyor.
Doğuştan şanslı insanlar olduğuna inanmışımdır hep ve galiba bu sınıfrlı sayıdaki insanlardan biri de benim! Küçükken hep sorarlardı "Aileni seçme şansın olsaydı kimi isterdin?" diye. Bu soruya verdiğim yanıt hep aydnıydı; yine kendi annem ve babam. Doğduğum andan itibaren kendimi hareketli bir yaşamın içinde buldum. Başarılı ve herkes tarafından tanınan bir annenin kızı olmanın zorlukları olduğunu anlamam çok zaman almadı.
Annem Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş ve İngiltere-Fransa arasındaki Manş Denizi'ni 15 saat 47 dakikada geçerek rekorlar kitabına adını yazdırmıştı. Spora bu kadar erken yaşta başlamamın sebebi tabii ki annemdi. Daha 5 yaşındaydım, yaşıtlarım oyuncaklarıyla oynarken ben yüzüyordum. 7 yaşımdan itibaren yarışmalara katılmaya başladım. İlk büyük deneyimimi 1996'da 12 yaşındayken yaşadım. Yıllar süren antrenmanlar sonucunda fiziksel olarak Çanakkale Boğazı'nı yüzerek geçmeye hazırdım ama psikolojik olarak değilmişim!
Yarışmadan bir hafta önce Çanakkale'ye gitmiştik. İklim şartlarına alışmaya çalışıyorduk. Yarışma zamanı yaklaştıkça heyecan daha da artıyordu ve o gün geldi çattı.
YARIŞI TAMAMLAYAMADIM AMA YILMADIM
30 Ağustos Zafer Bayramı, aynı zamanda babamın da doğum günüydü. Ona güzel bir hediye vermeliydim. Nasıl mı? Tabii ki güzel bir derece alarak... Teknelerle boğazın diğer ucuna geçtik. Tekneyle gitmek bile bir saatimizi almıştı ve bu mesafeyi yümem gerekiyordu. Hava çok kötüydü, bu bizi de etkileyecekti. Yaklaşık 100 kişi vardı yarışa katılan. Hepsi benden hem yaşça daha büyük hem de daha deneyimliydi. Benden küçük olan sadece bir kişi vardı, o da kardeşim... Yarış başladı. Suya girmemle birlikte üzerime de onlarca kişi atladı. O sırada gözlüğümün lastiği koptu. Onu takmaya çalışırken çoktan rakiplerim arayı açmış bende akıntıyla birlikte sürüklenmiştim. Kötü bir deneyimdi benim için, yarışı tamamlayamamıştım... Ama bu beni hiç yıldırmadı, aksine hırslandırdı. Bir dahaki yarışa kadar bir yılım daha vardı. Daha fazla çalışabilir ve istediğim dereceyi alabilirdim. Zaten öyle de oldu. 1997 ve 1998'de yarışı birincilikle bitirdim. İsteyince yapılamayacak şey yoktu. Tabii sadece istemek yetmiyordu. Çalışmak ve fedakarlık da gerekiyordu.
Aynı yıllarda Uluslararası GAP Su Sporları Şenliği'nde de üç kez birinci oldu. İyi bir sporcu olmak bana her zaman birçok kapı açtı. 1998'de Coca-Cola tarafından tüm ülke çapında düzenlenen seçmeler sonucunda ilk 9 arasına girerek Fransa'da düzenlenen Futbol Dünya Şampiyonasında Kamerun-Şili maçında görev aldım. Bu benim için büyük bir deneyimdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.




Hz. İbrahim Camii Kuran Kursu
Esenyurt 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlaması
Esenyurt onbinlerle sağlık için yürüdü
Esenyurt'ta Yüksek Gerilim Hattı Direkleri Yükseltiliyor
Haber Yazılımı: CM Bilişim